MİLLETİN ASLI
Güzel Anadolu’mun bir başından diğer başına yıllarca sefer yapan posta treni, şirin bir kasabanın istasyonunda durdu. İstasyonun hareket memuru uzun bir düdük çaldı. Bütün yolcular ile Gedikli Mustafa amca’da deri işlemeli heybesi ile trene bindi ve boş bulduğu bir kompartımana girdi heybesini yanına koyarak oturdu.
Posta treni birkaç istasyon sonra bir ilçe istasyonun da durdu yolcular binmeye başladı. Gedik Mustafa amcanın oturduğu kompartımanın sürgülü kapısı birden açıldı. Fötr şapkalı, pardösülü, kravatlı ve eli çantalı bir adam belirdi. Dik dik Mustafa amcaya baktı baktı ve ihtiyar sen yanlış yere oturmuşsun bu kompartıman milletvekillerine aittir ben de ilinin milletvekiliyim der.
Gedikli Mustafa amca fötr şapkalı, pardösülü, kravatlı ve eli çantalı adama baktı, baktı ve
-Bey! Demek sen milletvekilisin ve burası size ayrılmışmış, öyle mi?
-Ben de bu milletin aslıyım.
-Bey! Bey! Asıl varken vekile gerek yoktur, deyivermiş!
Aziz Türk milletinin aslına ve vekillerine selam olsun.
ALİ ERDOĞAN
OKURUMBEN